Rabia’nın kefenini yanına almadan gezdiğini, konuştuğunu kimse görmemiş.

Rabia bütün varlığını imana, İslam’a bağlamış; İslami hizmetin dışında hiçbir şeyi düşünmez kalbine getirmez olmuştu. Bu yüzden evlenmeyi düşünmemişti.
Kendisine niye evlenmediği sorulduğunda; “Üç şey var ki benim bütün dünyamı dolduruyor. Evlenmeyi düşünmeye vakit bırakmıyor.''
Nedir o üç şey diye sorulduğunda: “Son nefeste imanla gidecek miyim, mahşerde kitabım sağımdan mı solumdan mı verilecek, halk cennetle cehennem yolunda ikiye bölününce ben hangisinde yer alacağım?”
Namazını bitirdikten sonra şöyle bir duada bulunur;
Ya rabbi (c.c) şu vakitte bir çok kimse uyudu, bir çoğu sevdiğine gitti, bende sana geldim, çünkü benim sevdiğim sensin.
Sonra zikire başladı ve seccade üzerinde zikir çekerken uyuyakaldı.
Ya rabbi (c.c) şu vakitte bir çok kimse uyudu, bir çoğu sevdiğine gitti, bende sana geldim, çünkü benim sevdiğim sensin.

Bir hırsız girdi evine biraz sonra, bakındı sağına soluna, oldukça az ve eski eşyalarn olduğu fakir birinin eviymiş bu ev diye düşündü
Ama bir kaç parça eşya almadan çıkmak olmaz diye düşündü.
Torbasına doldurduğu bir kaç parça eşya ile tam evden çıkacakken birde baktıki kapı yok! Az önce girdiği kapı hiç biryerde yoktu, her yer duvardı.
Aldıklarını bıraktı ve tekrar çevresine baktı, kapı orada duruyordu.
Tekrar torbasına doldurdu eşyaları ve tekrar baktı ki kapı yine yoktu!
Bu işlemi tam 3 kez tekrarladı.
Tam o esnada duvarlar dalga dalga yarılarak dediki;
Ama bir kaç parça eşya almadan çıkmak olmaz diye düşündü.
Torbasına doldurduğu bir kaç parça eşya ile tam evden çıkacakken birde baktıki kapı yok! Az önce girdiği kapı hiç biryerde yoktu, her yer duvardı.
Aldıklarını bıraktı ve tekrar çevresine baktı, kapı orada duruyordu.

Bu işlemi tam 3 kez tekrarladı.
Tam o esnada duvarlar dalga dalga yarılarak dediki;
Ey hırsız ! Seven uyudu ama sevilen ayakta!
Hırsız kelime-i şehadet getirerek müslüman oldu.
Yorumlar
Yorum Gönder